Edvard’ın Aşkı ve Kurtun Cazibesi
- Emir Tahsin KADEMOGLU
- Feb 3
- 1 min read
Edvard’ın aşkına hayran olup Kurtun peşinden gidenlere gelsin.

"Alacakaranlık" efsanesi… Sanırım 2. film. Avcı vampirlerden kaçan üçlü: Edvard (insan kanı ile beslenmeyen vampirimiz), Bella (esas kadınımız) ve Jacob (Bella'ya âşık olduğunu düşünen kurt adamımız). Kendilerini korumak için yüksek bir tepeye sığınırlar.
Bella çok üşümektedir. Edvard, soğuk olduğu için ona sıcaklık veremez. Jacob ise sıcaktır. Bella’nın hayatta kalması için Jacob’un kollarına ihtiyacı vardır. Bu, Edvard için zor bir karardır. Sevdiği kadına yetemediği bir anda, ona âşık olan başka birinin yardımına ihtiyaç duymaktadır. Ama onun için önemli olan tek şey Bella’nın hayatta kalmasıdır. Jacob’un aklından geçenleri birebir okumasına rağmen Edvard bunu kabul eder. Çünkü onun en büyük gücü, aynı zamanda en büyük lanetidir: Canlıların aklını okuyabilmek.
Sanırım o zamanlar 25 yaşlarındaydım. Bu sahne benim için unutulmazdı…

Aşk, sevgi, bağlılık Edvard’ınki gibi olmalı, demiştim. Koşulsuz, sonsuz, kendine özgü. Ben de aynısını kesinlikle yapardım! Aksini bir saniye bile düşünmezdim.
Kimler yapamaz peki? Ve kimler yapamadı? Asıl soru bu aslında. Kimler yapamaz ve neden yapamaz? Ben de hâlâ bu soruyu soruyorum kendime. 😏
Bu sahneyi zihnime kazıyarak, Edvard’ın koşulsuz, inançlı (kendine ve Bella’ya) aşkına rağmen, Kurtun peşinden gidenlerimiz çok. Hatta Bella bir ara kafası karışarak Jacob ile bir şeyler yaşadı… Ama asıl aşkına geri döndü.
Peki, kurtun dünyası ne acaba? 🤔 Hep başkasının kümesine duyulan iştah mı? Kaybedeceğine emin olduğu şeylerin peşinden gitmeye duyduğu sağlıksız arzu mu? Yoksa, "Bir şeyi istiyorsam, değerlerin bir önemi yok" etiksizliği mi? Yani… aslında kendi değersizliği yine. 🙂
Sonuç: Aşkı sonuna kadar hak eden adamımız Edvard ile Bella’nın sonsuz aşkıyla biter bu hikâye…
Ve son söz: Edvard’ın aşkına hayran kalıp, kurtun peşinden gidenler, kış günü ayazda kalmaya mahkûmdur. 🤓💋💋💋